Son dönemde gıda ürünlerinde yapılan sahtecilik bir gündemden düşmüyor. Bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta ise gıdalara konan katkı maddeleri.
Milliyet'ten Çiğdem Yılmaz'ın haberine göre ürünlerin uzun süre raflarda bozulmadan kalmasını sağlamak için birçok işlem uygulanıyor.
Onkolog Dr. Yavuz Dizdar bazı uygulamaların gıdaların besleyiciliğini düşürdüğünü vurguluyor:
“Endüstri, ürünün raf ömrünü uzatabilmek için ürünleri aşırı yüksek sıcaklık (UHT), çok yüksek basınç, homojenizasyon, radyoaktif ışınlama gibi işlemlere tabi tutuyor. Böylece süt, ayran ve yoğurt ekşimiyor, yumurta kokuşmuyor. Ancak bu uygulamalar gıdaların besleyici değerini yani faydalandığımız kısmını yok ediyor. Endüstriyel beslenme sonucunda özellikle diyabet, kalp hastalıkları, tiroit ve kalınbağırsak gibi dokuların otoimmün hastalıkları, romatizmal hastalıklar ve kanser artış gösteriyor. Artan diğer sorunlar ise fıtıklar, saç ve tırnak zayıflıkları, eklemlerdeki esneklik. Sağlıklı beslenme alışkanlığını kazanırsak hastalıklarımızın iyileştiğini göreceğiz. Vücudun ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanması için en iyi kaynaklar taze sebze ve meyveler, işlemden geçmemiş sütten üretilmiş yoğurt, kefir ya da gerçek boza gibi mayalanmış ürünler, bakliyat, hububat ve doğal beslenmiş hayvanın etidir.
'Endüstriyel keki kedi bile yemez'
Bozulabilen, ekşiyebilen ürünler doğaldır ve kilo aldırmaz. Neyin yenebilir olduğu konusunda hayvanlara bakın. Mesela işlemden geçmiş süt, salam ve sosisi kediler yemez. Evde hazırladığınız bir kek yere döküldüğünde karıncalar yer. Ama endüstriyel kek yere döküldüğünde karıncalar dönüp bakmıyor bile. Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) içeren yemlerle beslenen hayvanlar kanser oluyor. Bizler de o hayvanları yiyoruz. Böceklenmesin diye nohutun ve mercimeğin bile radyoaktif ışınlamadan geçirildiği söyleniyor. Sosis o kadar çok işlemden geçiriliyor ki tadı kayboluyor. Bunu önlemek için tatlandırıcı koyuyorlar. Tatlandırıcılar da rengini değiştiriyor. Onu da içine boya koyarak çözüyorlar. Tüm bunlardan sonra ‘Kanserli insan sayısı neden hızla artıyor, neden bu kadar küçük yaşta kanser olunuyor?’ diyoruz. İnsanlar yoğurt, beyaz et gibi besinler yiyerek sağlıklı beslendiklerini zannediyor. Ama doğal olanlarını tüketmezlerse, sağlıklı zannettiğimiz o gıdalar sağlığımızı mahvediyor.”
'En çok taklit bal, salça ve peynirde'
TÜKONFED Gıda Komisyonu Üyesi Gıda Mühendisi Aydan Dalbastı taklidi en kolay yapılan besinleri paylaştı:
“Gıdalarda kimyasal dediğimizde tüketicinin ilk aklına gelen gıda katkı maddeleri oluyor. Gıda katkı maddeleri, özellikle E- kodlu olanlar gıda ve sağlık otoritelerince kullanımı uygun olan maddelerdir. Gıdaların ilgili tebliğ ve yönetmeliklerinde, ‘izin verilen şekilde ve miktarlarda’ gıda kodeksine uygun olarak kullanılabilirler. Bu katkı maddelerinin tamamı üretici tarafından ürün etiketlerinde beyan edilmek zorundadır. Bu konudaki en büyük risk, gıda katkı maddelerinin izin verilen yasal sınırların dışında ve bilinçsizce kullanımıdır. Özellikle merdiven altı ve kayıt dışı üretimde bu durum insan sağlığını tehdit edecek boyutlarda olabilir. Gıda takviyeleri ürünlerinde, tespit edilen ilaç etken maddeleri yine yasal olmayan kimyasallardır. En çok taklit ve tağşişi yapılan gıdalar bal, salça, et ve şarküteri ürünleri, peynir ve süt ürünleri, zeytinyağı gibi ürünler olmaktadır.”
55 yıldır medya dünyasındayım. Yazılı ve görsel basında bütün kademelerde görev yaptım. Ekonomide doğru analiz en büyük şiarım.